AZOT noksanlık belirtileri ve zararları

Azot noksanlığında bitkilerde büyüme oranı düşer. Yani bitkinin büyümesi yavaşlar. Bitki küçük kalır. Sürgün sayısı azdır ve sürgün boyu normalden kısa olur. Yapraklar küçülür ve yaşlı yapraklarda vaktinden önce dökülme görülür. Kök gelişmesi ve özellikle köklerde dallanma zayıflar. Azotun yetersizliğinde bitkilerin genel görünümleri koyu ve canlı yeşil yerine, açık yeşil bir haldedir. Noksanlığın daha ciddi boyutlarda olması halinde, yapraklarda kloroz görülür. Azot noksanlığında yapraklarda görülen kloroz, bütün yaprağın homojen olarak sararması şeklinde ortaya çıkar. Sararma ilk önce yaşlı yapraklarda görülür. Bu nedenle yukarıdan aşağı doğru renk açılır ve sararır. Noksanlığın ileri devresinde ve çok şiddetli olması durumunda yapraklarda nekrozlar da görülebilir.

Azot noksanlığı bitkinin özellikle vegetatif gelişmesini olumsuz etkiler. Yaprak ve gövde sistemi oldukça zayıf olur. Vegetatif gelişme peryodu kısalır, bitkiler erken olgunlaşır. Erken çiçek açar. Erken yaşlanma, azotun sitokinin sentezi ve taşınması üzerine olan etkisinden kaynaklanmaktadır. Sitokinin bitkinin kuvvetli büyümesini ve genç dönemde daha uzun süre kalmasını sağlayan bir hormondur. Azot noksanlığında bu hormonun azalması bitkinin erken yaşlanmasına, diğer bir deyişle vegetatif gelişme peryodunun kısa olmasına neden olur.
Tahıllarda azot noksanlığında bitkiler ince, zayıf ve kısa boylu olurlar. Tarlanın genel görünümü açık yeşil veya sarımsı yeşil renklidir. Yaşlı yapraklar uçlardan başlayarak sarıya döner, bazan kahverengileşir, sonunda solarak erken ölürler. Gövdenin alt kısmı genellikle kırmızımsı renk değişimi gösterir. Kardeşlenme zayıftır, hatta noksanlık çok şiddetli ise kardeşlenme hiç olmaz. Başaklar küçük kalırlar.

Mısır bitkisi azot noksanlığını çok belirgin bir şekilde gösteren bir bitkidir. Bitkiler sarımsı yeşil renkli olurlar. Yaşlı yapraklar sarıya döner, uçlardan başlayarak ana damar boyunca ilerleyen bir solgunluk görülür. Gövde kısa ve ince kalır.

Baklagil bitkileri, Rhizobium bakterileri aracılığı ile, havadan azot fikse etme kabiliyetinde olduklarından ötürü, azot noksanlığından fazla etkilenmezler. Bununla birlikte, eğer bir baklagil bitkisi açık yeşil görünümlü ve yaşlı yapraklar erken sararıyor ise, ya nodül oluşmadığı veya nodüllerin effektif olmadığı düşünülmelidir.

Domateste azot noksanlığı yaprakların küçük kalmasına, açık yeşil ve sarımsı renk almalarına, ileri aşamada kahve rengine dönerek solmasına sebep olur. Bitki sert ve dik bir görünümdedir. Gövde ince, sert ve lifsi bir yapıdadır. Çiçekler ekseriya olgunlaşmadan dökülürler. Meyveler normalden küçük olurlar ve kızarmadan önce uzun bir süre açık yeşil renkli kalırlar.

Salatalık bitkisinde gövde ince, sert ve lifsi yapılı olur. Yapraklar genelde açık yeşil renkli, özellikle yaşlı yapraklar sarımsı olurlar. Meyveler kısa, açık yeşil renkli ve çiçek burnu büzülmüş vaziyette olur.

Marul büyüme gerilemesinden cüce bir görünümdedir. Ekseriya göbek doldurmaz. Yapraklar açık yeşil, yaşlı yapraklar ise önce sarıya sonra kahverengine döner ve solarak erken ölürler. Bazı marul çeşitlerinde morumsu veya kahvemsi lekeler görülebilir.

Soğan kısa kalır fakat dik bir görünümdedirler. Yapraklar açık yeşil renklidir, uçlardan başlayarak yayılan sararma görülür ve erken ölürler.

Narenciyede sürekli azot noksanlığı ağaçların büyüyememesine neden olur. Her dönemdeki azot noksanlığı yaprakların açık yeşil renkli ve sarı olması ile kendini gösterir. Sürgünler kısa, zayıf, ince olur ve ağacın değişik yerlerinde düzensiz bir şekilde sürgünlerde ölme görülür. Meyveler küçük, açık renkli, kalın kabuklu olur ve erken olgunlaşır.

Elma ağaçlarında yapraklar küçük, dar, açık yeşil renkli olur. Yaşlı yapraklar sarımsı portakal renkli veya kırmızımsı mor renkli olabilir ve erken dökülürler. Yaprak sapları dal ile dar açı oluşturacak şekilde bir görünümdedir, ince ve kısadır ve eğer noksanlık çok şiddetli ise sapların öldüğü görülür. Sürgün gelişimi zayıftır. Tomurcuk ve çiçek sayısı az, çiçeklerin döllenme süresi kısadır. Meyveler olgunlaşmadan renklenirler.

Armut, kiraz ve erikde azot noksanlığının simptomları elmadakine benzemektedir. Kirazda meyveler koyu renkli olurlar.

Kayısıda yapraklar kısa ve sarımsı yeşil renkli olurlar. Dallar ince gelişirler. Genellikle çiçek bol olmakla birlikte, meyve sayısı az ve meyveler küçük olur.

Şeftalide dal ve sürgünler kısa ve zayıf, kabukları kahvemsi ve morumsu renkli olur. Yapraklar sarımsı yeşil renkli, yaşlı yapraklar kırmızımsı sarı ve bazan nekrozludurlar. Erken yaprak dökümü olur. Meyveler küçük ve ekseri bozuk şekillidirler.

Asma yaprakları yeşil renklerini kaybederek açık yeşil ve sarıya döner. Yaprak kenarları nekrozlu ve aşağı doğru kıvrık olur. Yaprak sapları pembemsi bir renktedir. Sürgünler zayıf, uçlar ölgün vaziyettedir.

Çilekde azot noksanlığı gelişmeyi çok zayıflatır. Yapraklar sarımsı yeşil renkli ve küçük olurlar. Yaprak sapları sert ve yukarı doğru dik vaziyettedir. Stolon sayısı az olur. Yaşlı yapraklar kırmızı tonu renklere döner. Yaprak kenar dişleri en önce renk değiştirir ve ölürler. İz element noksanlıklarına benzer şekilde, yaprak damarları yeşil renklerini bir süre korurlar. Çiçeklenme ve meyve tutumu azalır ve meyveler küçük kalırlar.